Friday, March 27, 2009

Don Tutkusu


Siz de farketmişsinizdir artık bütün kadın şarkıcılar donla sahne alıyor. Sanki donla sahneye çıkmadan şakıcı olunmazmış gibi yazılı bir sözleşme var. Hayır yakışanı var yakışmayanı, dolduranı da giyiyor doldurmayanıda, doldurupta taşıranıda, ne iştir anlamadım.

Sakın rahatsız oluyorum falan zannetmeyin ben sadece bu sürecin biraz daha hızlanmasını ve donsuz günlere ulaşmanın sabırsızlığını taşıyorum.

Donsuz günlerde buluşmak dileğiyle...

Not: Madonna'nın, bak hala taş gibi dötüm var diyip burnumuza sokması insanı biraz rahatsız etmiyor değil.

Friday, March 20, 2009

Aceto'nun aslan damarı kabarmış


Bir çoğumuz gibi bende Aceto'nun sıkı takipçilerindenim ama aşağıda bir kısmını verdiğim yazısı, Galatasary'ın UEFA dan elenmesinin verdiği hayal kırıklığı ile yazılmış gibi geldi bana. Olabilir oda bir insan, oda bir taraftar böyle yazılar yazabilir ama bende yazma sıkıntısı çeken güdük bir blog yazarayım, böyle konularıda atlarsam geriye yazacak birşey kalmıyor.

Neyse konumuza gelelim Bülent bey demiş ki:

"Fotoğraftaki Fenerbehçe kulübünün resmi sitesinin açılış sayfası. Fenerbahçe dergisinin Nisan sayısında UEFA finali bileti hediye edeceklerini Galatasaray elendikten sonra ilan ediyor site editörü ya da kimse... Derler ki Fenerbahçe'de Aziz Yıldırım'ın haberi olmadan kimse nefes alamaz. Bu sefer inanmak istemiyorum. Taraftar bunu yapar da; koskoca kulüp resmi sitesinden neden bu yola başvurur ki? Fenerbahçe'yi gerçekten büyütmek samimiyetini içlerinde taşıyanlar aralarında bu işe imza atmış küçük adamları sorgulamaları lazım."

Hocam ya ne var bunda anlamadım ki. Hiçbir Fenerbahçe Dergisi okuyucusu Galatasaray'ın oynadığı bir maçı seyretmek istemez dolayısıyla dergide okuyucularına cazip gelmeyecek bir promosyon yapmak istemez. Galatasaray elenince bu maç bileti hedef kitleye yönelik gayet güzel bir promosyon haline gelmiştir. Olay bu kadar basit bir marketing uygulamasıdır.

Şimdi senin gibi bir karizmaya yakışıyormu "inanmak istemiyorum", "küçük adamları sorgulamak lazım" gibi laflar. Bir de merak ettim sen hiç Galatasaray Dergisinde çalışırken, Galatasaray'ın olmadığı bir Fenerbahçe maçı bileti promosyonu yaptın mı?

Thursday, March 19, 2009

Sponge Bob suç üstü yakalandı

Suç üstü derken yanlış anlaşılmasın, sadece yavru akvaryumuna bakarken yakalandı (ama o ne bakış, adeta yeni doğmuş bebeğine bakan bir anne şevkatiyle). Neden bu bir suç oluyor derseniz orası biraz uzun hikaye ama anlatayım.

Şimdi efendim bu bizim Sponge Bob (SP) bundan bir yıl kadar önce tutturdu eve akvaryum alalım diye, ben akvaryum bakımının meşakkatli bir iş olduğunu anlatmaya çalışmama rağmen SP bütün bakımını kendisinin yapacağını sözünü vererek bana zorla bir akvaryum aldırdı.

Akvaryum bakımını bir ay boyunca beraber yaptıktan sonra (bunada razıydım), SP tipik bir SP davranışı gösterip akvaryumdan elini ayağını çekti (kendisi ultra maymun iştahlıdır). Ben zaten en başta böyle bir ihtimalin olduğunu bildiğim için eyvallah diyip akvaryumun bakımını üstlendim.

Ancak gel gör ki buda sorunumuzu çözmedi, bu seferde SP akvaryuma çok fazla zaman ayırdığımdan şikayet etmeye başladı (yani birisinin ilgilenmesi lazım yoksa balıklar ölüyor). Sonraları balıklar iyi bakımdan ötürü yavrulamaya başladı. Yavrular için ikinci akvaryum alındı dolayısıyla bakım zamanları arttı doğru orantılı olarak da SP nin şikayetleri. O kadar ki, vicdansız bir ara balıkları zehirleyeceğini söyleyip beni tehdit bile etti.

Sonuç olarak SP mutlu olsun diye alınan bir şey zaman içinde nitelik değiştirip onun mutsuzluğuna sebep oluyordu. Bende gerçekten onun akvaryumla ilgili herşeyden nefret ettiğini düşünüp bu soruna çözüm aramaya başlamıştım ki dün onu yavru akvaryumuna mutlu mutlu bakarken yakaladım ve bu postun başlığı da ortaya çıkmış oldu "Sponge Bob suç üstü yakalandı".

Not: Kendisine sorarsanız hiç de öyle bakmıyordum der ama ben ne gördüğümü biliyorum, yemezler.

Friday, March 13, 2009

Adam Levine acting in 24 Hours (sort of)




Dün akşam 24 saatin 7. sezonunu izliyordum ki (çok sevdiğimden değil, yapacak daha iyi bir şey bulamadığımdan) birden gözüme figüranlardan biri takıldı. Sahidende adam Adam Levine (ne güzel cümle oldu, bunu arada kullanayım). O kim derseniz Maroon 5 ın solisti.

İki saattir bu bilgiyi doğrulamak için nette geziyorum ama nafile konuyla ilgili tek bir veri yok (yada ben bulamadım). Tam postu yazmaktan vazgeçiyordum ki nette yoksa bu ilaki bilginin yanlış olduğu anlamına gelmediğini düşündüm ve de belki ilk ben yazıyorumdur havasına girip yazdım. Başlığıda ingilizce çaktım ki tüm dünya insanları bu posta ulaşabilsin ve netteki bu eksiklik kapansın artık diye...

Not: İlgilenenler yada teyit etmek isteyenler için Levine, Jack'in yeni katıldığı terörist gruptaki hitman lerden bir tanesi.

Add ImageBu arada nette dolaşırken öğrendim ki bu Adam vakti zamanında Maria Sharopova ile çıkmış ve asıl bomba şimdi geliyor ilişki bittikten sonra demiş ki Maria seks sırasında çok sessizdi, sanki ölü bir kurbağa gibiydi.

Tabiki bu haberin asparagas olma ihtimali var ama doğruysa durum vahim. Zaten sesin berbat (şarkılar güzelde biz seni ondan idare ediyoruz), tipin malum (bence tipsiz ama yoruma açık) ama Sharapova gibi birisiyle çıkıp arkasından bunları söylemek hiç olmamış.

Birde tabi olayın Maria tarafı var, yani kız bir şey hissetmiyorsa sesde çıkmamıştır, yoksa Maria'nın korttaki çığlıklarını bilmeyen yoktur.

Tuesday, March 10, 2009

CALIFORNICATION


Oh be nihayet her açıdan beni tatmin eden bir dizi yapmışlar (yanlış analşılmasın fiziksel tatminden bahsetmiyorum). Ben yeni keşfettim ama ne keşif, 1. sezonu cumartesi 2. sezonuda pazar bitirdim üçüncü sezonu da sabırsızlıkla bekliyorum.

Yıllardır sitcom larda konuşulan, ima edilen, üzerine binlerce espiri yapılan sex, nihayet bizimde şahitliğimizde yapılıyor bu dizide. Hemde en baba aktörler (David Duchovny desem yeter herhalde) ve aktirisler eşliğinde. Tabiki dizinin tek cezbeden tarafı sex değil, aslında dizi sexcom ile romcom arasında gidip geliyor ama şunu garanti ederim ki şimdiye kadar izlediğimiz hiç bir diziye benzemiyor.

Ayrıca müziklerden bahsetmeden geçersem diziye büyük haksızlık etmiş olurum, Bob Dylan'dan Mojo'ya, Doors /Paul Oakenfold remix inden Rolling Stones' a kadar süper parçalar çalıyor dizide.

Uzun lafın kısası Showtime gene yapmış yapacağını, ne diyelim ellerine sağlık...



Not: Diğer sevdiğim dizileride yazayımda okuyuculara referans olsun (BattleStar Galactica, Dexter, NipTuck, Carnivale (eski ama süper dizidir), Lost (ilk sezonları), Canım Ailem (biraz alakasız oldu ama seviyorum napayım), Coupling (tekrar seyretmesi sıkmayan tek sitcom), vesaire vesaire.