Wednesday, July 22, 2009

Böyle dediler duydum


"Bardağımda parmak izi var, lütfen değiştirir misiniz?"

Aslında camız kategorisinde olup, balık etindeyim edasında olan genç bayanımız böyle dedi garsona, benim de yan masadan atlayıp şöyle diyesim geldi "sizin de bacağınızda portakal kabuğu izi var lütfen örtermisiniz.

Not: Tabiki selülitli bacak resmi koyup midenizi kaldırmayacaktım. İşte selülit free diye ben buna derim peh.

Friday, July 17, 2009

Kadınlara naçizane tavsiyeler - 1

Futbolla ilgilenen kadınlar, kendinizi bulunmaz hint kumaşı sanmayın.

Futboladan anlıyor olmanız sizi özel yapmaz, farklı hiç yapmaz. Biraz mütevazi olun, siz hiç futboldan anlıyorum diye böbürlenen adam gördünüz mü? Siz de böbürlenmeyin. Bu özeliğinizden etkilenen erkekler çıkabilir onları da hoş görün, görmemişler deyip geçin, kendinize pay çıkartmayın.



Çalışan kadınlar, işde ki sorunları eve getirmeyin.

Zaten çoğunuz üç kuruş para kazanıyorsunuz, onu da kıl, tüy aldırmaya çantaya, ayakkabıya yatırıp eve bir maydonoz bile almıyorsunuz. Çalışıyorum diyip yemek, temizlikte yapmıyorsunuz ama bir de eve gelip işteki o bana böyle dedi, ben şuna şöyle dedim gibi gereksiz muhabbetleri, sorun olmayan sorunlarınızı lütfen bizimle paylaşmayın.



Arada bir hesabı siz ödeyin.

Bakın arada bir yani ayda bir falan diyorum. Centilmenliğe sömürüyle karşılık vermeyin.



Alışveriş dışında bir hobi edinin.

Hatta alışverişi bir hobi olarak görmekten bile vazgeçin; ki bence zaten değil. Yemek yapmayı öğrenin mesela, hem evin bütçesine de bir katkınız olur belki.



Sürekli aranmayı beklemeyin.

Aranmayınca da neden aramadın diye sormayın. Belli ki işimiz gücümüz var. İnanması zor ama hayattta sizden önemli şeyler var ve bazı zamanlar siz hiç aklımıza gelmiyorsunuz, bunda da gocunacak birşey yok.

Wednesday, July 15, 2009

Ben Almayayım - 1


Bütün kadınlar güzeldir.

Bunu hangi abaza söylemişse taktir etmek lazım, lakin hem abaza olup hemde kadınların takdirini kazanmak meziyet ister. Bir de şöyle bir Rus deyişi varmış galiba (atıyor olabilirim) "çirkin kadın yoktur az vodka vardır" buna tamamen katılıyorum ve ekleme yapma ihtiyacı duyuyorum; "çirkin kadın yoktur az vodka ve çok ışık vardır".



Kadın erkek eşittir.

İyi güzel de bu eşitlik niye her alanda geçerli değil onu anlamış değilim. En basit şekliyle anlatayım, örneğin okyanusda bir gemi batıyor ve herkes can derdinde birden kadınlar ve çocuklara öncelik verelim diye bir anons... ve bütün kadınlar ön saflara doğru sinsice ilerlemeye başlar. Ne oldu hani eşittik senin can canda bizimki patlıcan mı?



Fiziksel güzellik geçicidir, mühim olan huy güzelliğidir.

Sen de biliyorsun ki mühim olan ikisi birarada olanını bulmakdır. Onlardan az var bahanesiyle bize iyi huylu gudubetleri kakalayamazsın, yemezler. Ayrıca bende geçiciyim 50, 60 yıl içerisinde "I'm going depper under ground, there is too much confusion in this town"



Yaşlıya saygı göstermek gerek.

İyi be adamın bütün hayatı boyunca yemediği halt kalmasın ondan sonra sırf bir gözü toprağa bakıyor diye saygı gösterilmeyi hak ettsin, yok karşıyım.



Ölünün arkasından kötü konuşulmaz.

Kötüysen kötüsün, ölü de olsan diri de. Senin bunu dile getirmen gerçekleri değiştirmeyecek ki. Yoksa bunun altında yatan "ulan adam zaten kötüydü bir de şimdi arkasından konuşup bizi cin çarpmışa çevirmesin" korkusu olabilirmi?

Monday, July 6, 2009

Geyik Haberler - 1

- "90 Dakika Yayından Kaldırıldı."

Aman ne güzel olmuş, ne güzel. Mümkünse bir daha başka spor programı yapmalarıda yasaklansın da Türk spor dünyası rahat bir nefes alsın.

- "Burcu Esmersoy artık oyunculuk yapmayı düşünüyormuş ama sevişme sahnelerine sıcak bakmıyormuş."

Yapma be, bari ucundan azıcık gösterseydin, ha hacı?


- "Ali Ağaoğlu Tower'ını gösterdi."

Boşuna dememişler yiğidin malı meydandadır diye de birde gidip adamın Tower'ından alacaklara ben şaşarım.

- "Nakşibendi Tarikatı'nın etkili ismi Cüppeli Ahmet Hoca resmi internet sitesinde yayımladığı fetvasında oyuncak bebek kriterlerini açıkladı: "Öyle bebekler yapıyorlar ki, saçlarını tarıyorlar, uzun bacaklı falan, bunlara izin yok. Normal insanı tahrik edecek gibi. Tıpatıp bebekler, üstelik çıplak gibi."

Hocam sen aşmışsın ya, bu ne hayal gücüdür takdir ediyorum. Milllet şişme bebeklere bir sürü para dökerken sen bir barbie ile idare ediyorsun helal olsun sana.

Friday, July 3, 2009

Büyük 10 krş Küçük 5 krş Gaz bedava


Eskiden böyle yazarlardı tuvaletlerde. Büyüğün, küçüğün ne olduğunu bir şekilde çıkartmıştım ama gaz olayı beni baya zorlamıştı. Ne olduğunu öğrendikten sonra da şunları düşündüğümü hatırlıyorum; "ülen ne edepli insanlar var, ben sağda solda zart zort gezinirken, gaz çıkarmak için bile tuvalete giden insanlar var" ya da "ülen çiş yapıp çıksam gaz kontenjanından bedava yırtabilirmiyim acaba?"

Abicim bende hem salak hemde uyanıkmışı ki olmaz bir kombinasyon bu.

Michael Jackson


Popun devrik kralı öldüğünden beri bende birşeyler yazmak istiyordum, tarih yazdı ben yazmasam olmazdı. Ama yazılmamış ne yazabilirdim;

Siyah doğdu beyaz oldu.....yok ya,
Thriller albümü satış rekorları kırdı...... hadi canım,
Cinsel eğilimleri...... yok hiç oraya girmeyeyim,

Neyse, bugün aklıma konuyla ilgili %100 gerçek küçük bir anekdot geldi. Bari onu yazayım dedim.

Bilirsiniz 93 yılında İstanbul'a konser vermeye geldi Michael Jackson, abimde o konsere gitmişti. Olay şu şekilde gelişmiş; Baba sahneye çıkınca o zamanki meşhur hareketlerinden "sabit duruşu" ile çıkmış. Adam kıpırdamadan 6, 7 dakika durunca abimin yanındaki iki kavruk anadolu gencinden birisi bombayı ortaya bırakmış, "olum kazıklandık galiba baksana herif kıpırdamıyor, galiba bu onun robotu".

Bir anım daha geldi aklıma hemen onu da anlatayım. Londra'ya ilk gittiğim zamanlardı yukarıdaki gençlerin ruh hali (kazıklanma, dalgaya alınma korkusu, özgüven eksikliği falan filan) sanırım bende de vardı o ilk zamanlar. Herneyse şimdi okulda beraber dolaşan 3 kız beni görünce nasıl desem kikirdeşmeye falan başlıyor, arada da Michael gibi birşeyler söylüyorlardı. Yurdumun kızlarından bu tür davranışlara alışık olmadığımdan bende ufaktan gıcık oluyorum, ne kikirdiyonuz lan diyesim falan geliyordu. Birde Michael diyorlar ya benim de aklıma ne alakaysa Michael Jackson geliyor, iyice bir sinir oluyorum. Sonra bir gün okuldaki herkesin gittiği bir clubda gene bunlara rastladım. İçkinin de etkisiyle kızlar işi iyice abarttı, önlerinden her geçişimde Michael, Michael diye tempo tutmaya başladılar. Bende bu tacizlere artık dayanamayıp gittim yanlarına,

- Do I look like Michael Jackson?
kızlar kendi aralarında ama benimde duyabileceğim şekilde konuşuyorlar
- Ohh he is a foreigner!
- Ana nereden anladılar len, koyayım ben aksanıma, düşüncesi (bu strong Turkish accent ileride çok işime yaradı ama)
- Yes I am but why do you call me Michael? Do I look like him?
"What the fuck he is talking about" bakışları
"Anlaşılmıyor mu lan benim İngilizcem" bakışları
- He is black you know...
- Well he is not at the moment
- Gülüşmeler, o kadarda kötü değil be aksanım düşüncesi
- No no, not Michael Jackson, Michael Hutchence who you look like
- "Hutchence mı lan o adam Inxs solisti, Kylie Minoque'un sevgilisi değil mi, lan bunlar iyi bişeye benzetmişler beni be"
ve özgüvenin tekrar normal seviyerine dönüşü.

Not: Merak edenlere söyleyim ikisinede benzemiyorum, kızlar sadece yazmak istiyormuş bahane olarak da bunu bulmuşlar.